Oyun

League Of Legends Hero’lar

AKALi


İonian Adasının dengesini düzenlemeye kendisini adamış eski emirler var.Düzen,kaos,aydınlık,karanlık-her şey bu evrenin bir tarzıdır ve mükemmel bir uyum içinde olmalıdır.Bu emirler Kinkou diye bilinir ve O, gölge savaşçılarından üç kişilik bir ekibi uygun bulmuştur.Akali, kutsal Ağaç Budama görevi emanet edilen bu gölge savaşçılarından biridir-Valoranın dengesini bozmakla tehdit edenleri ortadan kaldırmak.
Savurgan bir artist savaşçı,Akali yumruk yaparak annesiyle eğitimlere başladı.Annesinin disiplini acımasız ve affedilemezdi,temel ilkesi bunu belirtir “Olması gerekeni yapmalıyız.”.14 yaşında Kinkou için resmi görev aldığında asılı duran zinciri elindeki balta ile kesmeliydi.Hiç soru yok – Gölgenin Yumruğu olarak annesinin yerine geçmeliydi.O diğerleri tarafından ahlaki olarak sorgulanabilen ama annesinin bozulamaz öğretileriyle birlikte rolünün getirdiklerini yapmak zorundaydı.Şimdi O arkadaşları Shen ve Kennen’le Valoranın dengesini sağlamak için çalışıyor.Bu kutsal takip şaşırtıcı olmayan bir biçimde Adaletin Sahasına kadar üçlüye eşlik etmiştir.
”Gölgenin Yumruğu ölümün perdesini aniden vurur.Dengeyi engelleme.”

ALiSTAR

Great Barrier kabilesinden çıkan en güçlü savaşçılardan olan Alistair,kabilesini Noxian orduları gelene kadar Valoranın pek çok tehlikesinden korudu.Alistair ,Keiran Darkwillin(Baron Darkwilin en genç oğlu ve Noxian sefer orduları komutanı) entrikaları sonucunda köylüleri tarafından tuzağa düşürüldü. Alistair eve döndüğünde, ailesi katledilmişti ve köyünü yanarken buldu.Öfkeyle böğürerek,Noxusun tüm seçkin bölüğünü suçladı,yüzlercesini katletti.Sadece Noxus ‘un en yetenekli çağırıcıları Alistair’in öfkesini kontrol edip müdahale edebildi.Zincirlerle Noxusa getirildi,Noxus ‘un değerli liderlerinin bitmeyen savaş eğlenceleri için yıllarını gladyatörler arenasında harcadı.Alistair’in bir zamanlar asil olan ruhu, yavaşça büküldü ve Ayeila (Alistair’in kaçmasına yardımcı olan bir hizmetçi kız) olmasaydı delilik içinde kaybolacaktı.Aniden serbest kalan Alistair yepyeni karakteriyle bir şampiyon olarak Savaş Enstitüsüne katıldı , Noxusa karşı son intikamının geleceği günü umarak ve ona bu umudu tekrar veren kızı bulmak için.
“Eğer boğanın boynuzlarından tutmaya çalışırsan ,Alistar bununle ilgili bir şeyler söyleyebilir”

AMUMU


Belkide Efsanaler Liginin en garip şampiyonlarında biri , Amumu olarak bilinir.Özellikle Amumu’nun Lig e katılmadan önceki yaşamı bilinmemektedir.Onun tek hatırladığı Shurima Çölünde bir piramidin içinde tek başına uyandığıdır.O sargılara dolanmış haldeydi ve kalp atışını hissetmiyordu.Ayrıca , O tamamen açıklayamadığı derin bir üzüntü hissetti,kim olduklarını hatırlayamasa bile ailesini özlediğini biliyordu.Dizlerinin üstüne çökerek sargıların içinde ağladı.Ne yaparsa yapsın o henüz bu gözyaşlarını veya üzüntüsünü hiç durduramadı.Sonunda üzgün bir şekilde dizlerinin üstüne kalktı ve yolu Lige düşene kadar dünyayı dolaştı.Çağıranların planına yarar sağlamak için duygularının saf gücünü serbest bırakabilir.
“Amumu ağlarken herşey kötü gidiyor, ama o kızdığında herşey daha da kötü oluyor”

ANiViA

Pek çok söylentiye göre ankalar kendi küllerinden doğan yaratıklardır.Az bilinene göre ise ankaların temel oluşumu,kendi ana dünyalarının doğuştan gelen özüdür.Anivia bu gibi bir dünyaya tasarlandı – en soğuk kışın oluşumu , saf buz elementinin yaratığı.Onun dünyasında(Anivia bir kızmış bu arada ya da dişi) Anivia donmuş boş arazilerin koruyucusu oldu ve tüm ruhu ile bu acımasız yerlere katlandı.O geniş bir bilgeliğin danışmanı oldu, ölümsüz olan ve defalarca yenilenen dünya gören.Her nasılsa , Anivia evinden koparılacağı bir günün geleceğini biliyordu ve o gün geldiğinde Anivia büyük bir zarafet ile çağrıldı. Runterradaki elemental koruyuculardan yoksun bir dünyadaki adaletsizliği ve dengesizliği görünce Anivia ,Efsaneler Ligindeki yerini aldı.
Geldiğinde Cryophoenix , Kuzey Demir Çivi dağlarının en yüksek tepelerine bitişik Freljord’un donmuş alanları arasında yaşamayı seçmiştir.O açıkça bu toprakların koruyuculuğunu benimsedi.Beklenmedik bir şekilde Anivia bu bölgedeki yeti ile dostluk geliştirdi- her geçen ay daha da büyüyen ve gelişen bir dostluk.O iki Lig şampiyonu ile yakın bir bağ kurdu: Nunu (ve Williump) ve göçebe prenses Ashe.Bu hareket Ligi sürpriz bir biçimde yakaladı, Cryophoenix geçende kendi yoldaşların rica ederek Savaş Enstitüsünün şampiyonları olarak getirdi(kastı ‘the Cryophoenix recently entreated the summoners of the Institute of War to research a means in bringing across others of her elemental fellows’ ).Şampiyon olarak ,Anivia pek çoklarına korkuyla karışık bir saygı hissettirir, ama emsalsizliğinin popülerliği ulaşılmaz değildir.
Bazıları der dünya ateş içinde sonra ercek bazıları buz.Anivia kaçınılmaz olan ikinciyi beklemekte.

ANNiE


Ligden kısa bir süre önceki zamanda,günahkar Noxus şehir bölgesi sınırlarında Noxian Yüksek Komutanı tarafından kabul edilmeyen şeytani bir hata işlendi. Yüksek Komutan kendini hükümdar eden, Prens Rachallion’ın darbe girişimini henüz bastırmıştı ve yeni hükümetin yapım aşamasında muhalefete göz açtırmıyordu(aşırı baskıcı bir tutum varmış diktatörlük gibi bir şey kurmuş adam).Bu politik ve sosyal olarak dışlanmış kimseler Gray Order(gri düzen) diye bilinir,komşuları tarafından aranmayı bırakacak karanlık bir güç aradı.Bu dışlanmış toplumun lideri evli bir çiftti Gregori Hastur Gri Büyücü ve eşi Amoline Gölge Cadısı.Büyücülerin ve aydınların Noxustan göçüne birlikte öncülük ettiler,acımasız Vudu topraklarına ulaşıp takipçileriyle Büyük Bariyerin ötesinde yeni düzen kurdular.Zorlu hayatta kalma mücadelesinde Gray Order colonisini idare etmeyi iyi başarsada pek çok kayıpta oldu.
Göçten yıllar sonra Gregori ve Amoli çocuk sahibi oldu: Annie.Erken zamanlarda Annie’nin ailesi kızlarıyla ilgili özel bir şeyler olduğunu biliyordu.2 yaşındayken Annie bir gölge ayısına mucizevi şekilde hayran olmuştu – koloni dışındaki ormanda vahşice ikamet ederken – Annie onu hayvanına dönüştürdü.
Bugüne kadar Tibbers diye çağırdığı ayısını yanında tuttu,bir çocuğun doldurulmuş oyuncağı olarak büyüledi ve yanında taşıdı.Annie’nin soyu ve doğduğu yerin birleşimi bu küçük kıza muazzam bir büyü gücü verdi.O aynı kız ; şimdi Efsaneler Liginin en çok aranılan şampiyonlarından ,şehir tarafından sürgün edilmiş ailesinden kaçan.
”Annie belkide Adaletin Sahasında dövüşen en güçlü şampiyon.Bir yetişkin olacağı zaman onun yeteneklerinin kapasitesini düşünerek ürperiyorum.” Yüksek Kurul Üyesi Kiersta Mandrake

ASHE

League of Legends(Efsaneler Birliği)ndeki ulaklar(summoners)ın sürekli gözdelerinden bir tanesi Freljordlu güzel olarak bilinen Ashe’dir. Avarosa’nın öz torunu – kuzey Valoran’daki buzlu tundrada ikamet eden dağınık kabileler üzerinde hâkimiyet elde eden üç efsanevi kız kardeşten bir tanesi. Ashe, Avarosa’nın kendi zamanında yaptığı şekilde kendisine “Ayaz Okçu” unvanını kazandıran atalarının eşsiz yay ustalığını yansıtır. Ashe insanları arasında tam anlamıyla bir Prenses, lakin yabancılar tarafından kraliyet ünvanından ziyade kabiledeki lakabıyla aranmayı tercih ediyor. Ancak, Freljord’da Ashe’yi “son” Ayaz Okçu olarak göstermeyi tercih edenler var; Üç Kız Kardeşlerin neslinden gelen diğer iki kabile tarih boyunca Ashe ve halkının kan düşmanlarıdır. Hayatı boyunca çok sayıda suikast girişiminde hayatta kalan Ashe her nerede olursa olsun etrafındakilerin farkındadır.
Ashe aslında – Avarosa ve Üç Kız Kardeşler Zamanından bu yana süregelen iç karışıklığı atlamış – kendi âlemine sonunda barış getirebilmek için yeterince nüfuz ve yardım arayışıyla, Birlik ulakları(League summoners)nın hizmetinde Şavaş(WAR) Kurumuna geldi. Kazandığı sayısız zaferle birlikte Birlik(League)te elde ettiği nüfuzu kullanmaya başladı. Ortalıkta Ashe’nin dost şampiyon Tryndamere ile Adalet Meydanı(Fields of Justice)nın dışında iş birliği yapmaya başladığı dedikoduları dolanıyor. Ashe bu tür konuşmaları anlamsız diyerek reddederken, tüm gözler yine de Ashe’de kalmaya devam ediyor, öyle ki Birlik(League) deki başarısı sonunda halkına sürekli barışı geri getirmesine fırsat verebilir.
“Etrafa yayılmak iyi bir fikir. Ashe bir taşla beş kuş vurabilir.” – Tryndamere

BLiTZCRANK
h
Zaun şehri hem sihrin hem de bilimin ters gittiği bir yerdir. Deneylerin kontrolsüz doğası şehirden payını almış. Ancak Zaun’un hoşgörülü kısıtlamaları şehrin araştırmacı ve kâşiflerine ellerini kollarını sallayarak bilimin sınırlarını artarak zorlama fırsatı veriyor, daha iyisi ya da kötüsü için. İşte bu koşullarda Zaun’daki Techmaturgy Üniversitesi’nden bir grup doktora öğrencisi akıllı buhar özdevinimi alanında bir buluş yaptılar. Bu üretim, buhar devi Blitzcrank, çok sık bir şekilde koşullar insan denetimine izin vermediğinden dolayı, Zaun’un zehirli atık değerlendirme işlemine uçuş desteği sağlaması için geliştirildi. Ancak, kısa zamanda beklenmedik davranışlar sergilemeye başladı.
Zaman içinde bilim adamları görüntülü öğrenme işlemi tanımlamayı başarabildiler ve Blitzcrank bir anda ünlü oldu. Her hüzünlü hikâyede olduğu gibi devin yapım kredisi başka biri – Profesör Stanwick Pididly – tarafından kesildi, yine de çoğu kişi artık gerçeği biliyor. Bir sonraki yasal girdabın şafağında, hiçbir grubun kalbindeki asıl ilgiyi bilmediği açıkça ortaya çıktı ve Blitzcrank alçakgönüllülükle özerkliğini talep etti. Halkın ezici desteği ile, Blitzcrank’ın tam bağımsız hassas varlığını ilan etmek özgürlükçü Zaun Meclisi’nin sadece birkaç haftasını aldı. Anlaşmazlıklardan sıkılmış ve kendisine uygun bir yerin olmadığını hisseden eşsiz varlık, buhar devi Zaundan ayrıldı. Yolculuğu onu Valoran’da eşsiz olanların bulunduğu yegâne yere getirdi. Efsaneler Birliği(League of Legends). Şükür ki tasarımını, Adalet Meydanı(Fields of Justice)’nda karşılaşabileceği şiddete kolayca alıştırabilmişti.
Yoluna çıkacak herhangi bir şeyi hırpalayabilmesine rağmen, Blitzcrank’ın demirden bir iskeletle kaplı, çelik bir kafesin içinde, gerçekten altın bir kalbi var.

CAiTLYN

Piltover’in Gelişmiş Şehir diye bilinme sebeplerinden bir tanesi de inanılmaz düşük suç oranıdır.Bu her zaman böyle olmamıştır ; eşkiyaların ve hırsızların her bir sınıfı yağma için bu şehri ideal buldu , öncelikte techmaturgy araştırmalarında önemli bir kaynak olan benzindi.Bazıları bunu teoriler eğer Caitlyn , Piltover in Şerifi olmasaydı organize suçun kaos ortamı çok uzun sürerdi.Zengin bir devlet adamı ve hextech araştırmacısı öncüsünün kızı olarak doğdu,14 yaşında bir soruşturma sırasında doğal yeteneğini keşfetti,babası evine dönerken saldırıya uğradı ve soyuldu.O , gece vakti babasının tüfeğiyle evden sinsice dışarı çıktı ve soyguncuların suç mahalinden izini sürdü.İlk başlarda ailesi onun riskli hobisinden vazgeçirmek için ellerinden geleni yaptılar , ama O iflah olmazdı. Caitlyn,in annesi onu korumanın tek yolu olduğunu umarak, dedektiflik için techmaturgy aletleriyle kızını donattı.
İki şeyden ötürü Caitlyn çabucak şöhrete kavuştu, O yalnız başına Piltoverde suçu yeni ve ayrıca çekici bir güzellikle gelişti.O asla pes etmedi herhangi bir davada veya mücadelede ve şehir bölgesindeki en keskin şutörlerinden biri oldu.Onun hizmeti Demecia tarafından istendi , yüksek soygun oranına sahip gizemli bir kanun kaçağının izini sürüp teslim etmesi için.Soyguncu suç sahasına daima abartılı bir “C” kartı bırakıyordu ,Caitly’nin baş düşmanı oldu.Bugün Caitlyn hala bu kedi hırsızı arar ve onu yakalamak için tüm Valoranın tümünde yol almıştır.Efsaneler Ligine yeteneklerini geliştirmek ve iz sürmede gerekli etkinliği kazanıp ondan tek kaçanı yakalamak için katıldı.
‘Devam et , koş.Sana 5 dakika avans veriyorum.’Caitlyn , onun ‘Hedef Pratiği’ kitabından

CHO’GATH

Dünyalar arasında, boyutlar arasında bir yer var. Bazıları Dışarısı olarak bilir, bazılarıysa Bilinmezlik olarak. Lâkin gerçekten bilenler için buraya Boşluk denir. Adının aksine Boşluk ıssız bir yer değildir, daha çok konuşulamayan şeylerin, insanların aklının almayacağı korkuların yuvasıdır. Cho’Gath Boşluk’ta doğmuş bir yaratıktır, gerçek doğası çok berbat olan, çoğunun adını telaffuz etmeyeceği bir şey. Yârenleri, Runeterra’ya, dünya üzerindeki kendi kişisel korku cennetlerine bir yol açmak, boyutları ayıran duvarlarda bir gedik arıyorlardı. Onlara Boşlukta Doğanlar denilir, bu yaratıklar o kadar korkunçtur ki tümüyle tarihten silinmişlerdir. Diğer dünyalarda Boşlukta Doğan’ın komutasındaki bir zamanlar güçlü sihirle Runeterra’dan uzaklaştırılmış konuşulmayan yaratıklardan oluşan muazzam ordunun tarih olduğu söylenir.
Eğer bu hikâyeler doğruysa, o zaman ortalıkta dolaşan, bir gün Boşlukta Doğan geri döneceği söylentilerinin de doğru olması gerekir. Şimdi bile, Icathia’da Birlik(League)’deki çağırma ayinlerini Cho’Gath’ın varlığına izin verecek şekilde karanlık bir şey dolanmakta. Bu garez ve şiddetin uzaylı yaratığı, en korkusuzlardan başka her şeyi korkuyla sindiren bir şeydir. Cho’Gath kendini boğazlarken, büyüyüp kabaran kendi yırtıcılığıyla bile besleniyor gibi gözüküyor. Daha da kötüsü, yaratık zeki, belki de çoğu kimseyi nasıl böyle bir yaratık böylesine zeki olabilir diye düşündürecek kadar müthiş derecede zeki. Şükür ki, Birlik(League) ulaklarının gücü Cho’Gath’ın varlığını, Efsaneler Birliği(League of Legends) ile sınırladı. Artık burada ulaklar Cho’Gath’ın Boşlukta Doğan yeteneklerini Runeterra’nın kaderini belirlemeye yardım için kullanıyorlar. Yarım bir fırsat verilen Boşluğun Dehşeti, Runeterra için nasıl bir kader seçeceğini biliyor.
Heyhat, Cho’Gath’ın Birlik(League)’ten giderek sıkılacağı gün yakındır.

EVELYNN

Evelynn’nin kökleri gizemli bir bulutla kaplıdır,yine de açıkça görünüyor ki o kesinlikle insan değil.Kimi teoriye göre çocukluğunda vampirliğin hafif bir biçimiyle lanetlendi.Diğerlerinin önerisi,rakiplerini savaş alanında gördüğünde, mücadelesindeki şiddetli vahşetin onu sihirli bir şekilde aç bir canavara dönüştüğüdür. Evelynn bu hikayeleri duyduğunda sadece güler,usturasını göstererek-keskin sivri dişleri.Olsun ya da olmasın ,köklerinin temiz olmadığını biliyor,fakat onun son günlerdeki Institute of War’a girişi , şampiyon olarak yükselmesi tabii ki diğer çağrılarınların ilgisini çekti ve ilgi odağı olarak şimdi burada
“Evelynn e “Dulbırakan” ünvanı efsane yoluyla verilmiş olsada , o Adaletin Sahasında bu ünvanı tekrar hak eder.”

EZREAL

Ezreal damarlarının içinden akan büyünün hediyesiyle doğdu.Ezreal aynı zamanda çok güçlü yolculuk tutkusuyla doğdu.Yetenekli bir teknolojist olmak için okuya koyuldu,Ezreal çabucak sıkıldı bu sihirli derslerden.Çocuk sekiz yaşına geldiği zaman dahiydi,Piltover’in altındaki tünelleri tamamen haritalamıştı.Onun çalışmalarının kalitesi mükemmeldi bu sayede Piltover hükümeti O ‘nun haritalarını ve ürünlerini Piltover Kaşifler Ustası olarak satın aldı.Ezreal bu hayatı yolunda anlaşmayı imzaladı-arkeolojinin iyiliği için kötücül şeytanlıklardan kaçınmak için.( This sealed the deal on Ezreal’s path in life – he would eschew the arcane arts in favor of archaeology).O zamandan beri Ezrealin maceraları hakkında sayısız romantikleştirilmiş hikayeler yazıldı.
Ezreal son maceralarından birinde onun gibi efsanevi sihirle güce sahip olanla yüz yüze geldi.Shurima Çölündeki piramitleri araştırırken,bir muskanın inanılmaz gücünü ortaya çıkardı.Muskanın bir kenarından şeffaf bir boyut(Ezrealin ikizi boyutlarında bir biçimdi),kullanıcısına büyünün enerji formunu ve kontrolünün veriyordu-etrafında büyülü bir kaynak olması şartıyla.Ezrealin doğal yetenekleri bu büyü için yeterliydi,herhangi ciddi bir efor sarfetmeden- büyük bir galibiyetti Lakayt Gezgin için.Bilinmeyen bir sebep muskanın emredilen büyüye uyum sağlamasını engelledi.Uyarı olmadan ,Ezreal kendisini şampiyon olarak temsilen buldu- onu koydu “bir çağrılan cehenneme yatkın, konu dışı olarak Lig kavgasına çözüm bulması için parçalanmış dünyaya”Ezreal hala Adaletin Sahasına yaptıklarının küçük bir bedelini ödemek için çağrıldığını hissediyor.
“Köhnemiş kitapların aslen geldiği yerde etrafı dolaşmakla meşgulken bu köhnemiş kalın kitapları çalışmak için az zaman var”Ezreain’in inancı.

FiDDLESTiCKS

Fiddlesticks’in köklerine ait pek çok söylenti var.Bazıları Howling Marsh cadılarının intikamının koruyucusu olduğunu söyler.Kimileride Onun Zaun’un çılgın bilim adamlarının yanlış giden nefret edilesi bir ürünü olduğuna inanır.Meyhane öyküleri de Noxus’un onu yarattığını söyler,kontrol edemedikleri şeytani bir şey. Hatta şu fısıltı da vardır , Onun yasaklanmış Gölge Adalarından geldiği,erkeklerin kendilerini genellikle uzak tuttuğu.Gerçek ne olursa olsun Fiddlesticks varlığında saf kötülük olan bir şampiyon olarak Efsaneler Ligine geldi-kötücül şeyin geldiği yol budur.
“O ümit ediyordu Fiddlesticks bir anomali,getirdiği şeylerin gölgesi olmayan”

GANKPLANK


Bilgewater şehrinde büyümek kolay değildir. Gangplank, korkulan korsan Gölge Vincentin oğlu olarak doğdu.Bazıları çocuğun bozulmuş yaşamın rahatlığıyla şımarık olduğunu düşünebilir ama gerçek tamamen tersidir. Vincent oğlunu güçlü ve sert olarak büyütmek istedi bu yüzden o, genç Gangplank ı aşırı zorladı.O çalıştı.Çocuk tüm Bilgewaterın en korkulan ve acımasız korsanıydı ve babası oğlunun 18. doğum gününde bundan daha fazla gurur duyamazdı
-ta ki Gangplank yaşlı adamını arkadan bıçaklayıp gemisini ele geçirene kadar.Ancak dünya korsanlar için tehlikeli bir yer ve Gangplank duvardaki yazıyı okuyabilir.O zaman Bilgewater ,onları League Of Legendsta temsil etmesi için kendi şampiyonuna sahip olabilir ve kim tüm korsanların en vahşisinden daha iyidir?”
”Adamı aşağı al ya da en azından arkasını dönünce vur ve tüm ganimetini çal ”

GRAVES

Malcolm Graves, Bilgewater barının arka kısmında doğdu ve alkollü bir süt şişesi ile buradan ayrıldı. Korsanlar tarafından işletilen gecekondularda her türlü hileyi kullanarak çocukluk dönemini atlattı. Kendisine yeni bir hayat kurma maksadıyla, anakaraya gidecek olan ilk geminin güvertesine sızdı. Ancak, dünyanın acımasız gerçekleri onu lezzetsiz bir yaşam ile çeşitli şehir-devletlerinin yeraltında kıt kanaat geçinmeye zorladı, bir şeyler çok sıcak olduğunda hemen sınıra sıçradı. Özellikle yüksek bahisli kart oyunlarında, kendisini Twisted Fate’in karşısında otururken buldu. Her ikisi de son elde dört as açtılar. İlk defa onunla eşit düzeyde bir hilekar ile karşılaşmıştı. Sırt sırta vererek masadaki dolandırıcılık işaretleriyle sokakları hurdaya çevirdiler. Birlikte, sokaklara indiler – çipler, desteler ve sabıka kayıtları yığınladılar.
Ne yazık ki Graves, yüksek rütbeli Zaunite yetkilisi ve iş adamı Dr. Aregor Priggs’den aceleyle ağır bir netice almak isterken hata yaptı. Priggs onun nasıl oynadığını tespit edince, o intikam ile takıntılı hale geldi. Twisted Fate’in sihiri kontrol etmek için her şeyi tüketen arzusunu öğrendi ve hemen ona ticari bir teklif önerdi: Graves’e karşı hizmet etmesi için onun isteğini yerine getirecek bir prosedür kaydı. Twisted Fate anlaşmayı onayladı – o ve Graves, ikiside anlaşmanın bahisli olduğunu biliyordu, fakat teklif çok iyiydi. Graves ele geçirilince, Prigss Graves’i suçların kitaplarda kapalı kalması anlamına geldiği -ya da kendini cezalandıranların- tutulduğu özel bir bölgeye götürdü. Graves yıllar süren esaretin ardından Zaun’un en vicdansız bekçilerinin elinden kaçmayı başardı. Ona yakın bir mahkum eksantrik bir silahçıydı ve onun özelliklere uygun bir av tüfeği modifiye etti. Ona Destiny adını verdi. O Priggs’i ziyaretinden sonra, iki hedef için Efsaneler Ligi’ne katıldı: Twisted Fate ve geri ödeme.
“Onlar kilitliyken bir şeyler söyler: Elde bir şey yok fakat plan yapma zamanı.” – Graves, the Outlaw

HEiMERDiNGER


Bandle şehrinin dışında yorlde(?) görmek alışılmadık bir durumdur fakat bilimin cazibesinde Heimerdingerin direnemediği bir şey vardı.Zamanla O 3. doktorasını tamamladı zaten bütün yordle(?) bilim adamlarının en büyüğü olmuştu ve ona hala teklifte bulunabilecek olan evine vardı.Kuzey civarında bulunan Piltoverin büyük akademisi onu çağırdı, O ,Gelişme Şehrinde kendi işaretini bırakmaya cesaret etti.Çocukluğundan beri asla büyüyemeyeceğini biliyordu,Hemerdinger kendi gibi yordles(?) beyinleri görevi için topladı böylece ünlü Yordle Araştırma ve Geliştirme Akademisinin iskeletini oluşturdu.
O zamandan beri O tüm modern çağların en çok saygı gören beyni oldu ve akademisi tüm Valoranın önde gelen kurumlarından birisidir.
Heim pek çok yeni bilimsel başarılara öncülük etti, techmaturgy(?) alanında derinlere indikçe indi,araştırmaları şimdi her yerde bulunan yıldız yollarının gelişimini de kapsar bu pek çok şehir bölgesinin sokağının ışığıdır.Buna rağmen Saygıdeğer Kaşifte garip bir şey vardı.Görevi bilimi genişletmekti,eş zamanlı olarak beynin çok daha büyük bir kısmını kullanmayı sağlayan kendi icadı deneye maruz kaldı(not:ilk x -rayi bulan kişinin kanser olması gibi^^).Bu işe yaradı fakat beklenmedik bir bedelle ; Heimin beyninin boyutu arttı.Kafasıda bununla birlikte değişti ve görkemli bilim adamı şimdi dev bir beyin şeklinde kafa ile bir yordleye benziyor.Heim dikkatini Valoranın içinde olduğu savaşa yöneltti ve kabul edilemez olan durumunu da göz önüne alarak bunun üzerine çalıştı.Heim bilimin dünyayı kurtaracak olan anahtar olduğuna inanıyor.Çok daha fazlasını kanıtlamak için League of Legends birliğinin bir üyesi olarak kollarını sıvadı – kesinlikle Ligin en akıllı şampiyonu.
Science is on the march. Look out!
Bilim uygun adım yürümektedir.Dikkat et!

JANNA


Orada kendilerini doğanın temel güçlerine adayan büyücüler vardı.Başlangıçta Zaun şehrindeki kaos içinde büyüyen bir yetim Janna sokaklarda güçlük içinde yaşıyordu.Hayat kendi başına genç ,güzel, bir kız için zordu.Zaunun niteliğinde sihir yaygındır , Janna ilk ve en çekici kişiydi bunu kullanarak kendisini koruyan ve yükselten.Pek çok büyücü yaparken,Janna sihrin belli bir tipine sahip benzerleri olduğunu keşfetti-havanın temel sihri.O aylarca hava büyüsüne hakim olana kadar çalıştı hemen hemen onunla doğmuş gibi oldu.Janna neredeyse bir gecede bir sokak serserisinden hava bükücü oldu.Janna dünyadaki haksızlığı arayarak ,özellikle Zaun şehrindeki delilik için, ruhani yeteneklerini Efsanaler Ligine getirdi.
“Janna’nın güzelliğine aldanmayın.Uzaktaki esintiden bir borayla korkunç yıkım yapar.

KARMA

Gençliğinde bile insan üstü sakinliğiyle dikkat çekmeyi başaran biri; Karma. Akranları
gençlikle gelen duygu sellerini keşfettiğinde, Karma Lotus Bahçelerinde meditasyonla vakit geçiriyordu.
İrfan sahibi olabilmenin en mantıklı yolunun kendi iç dünyasına yolculuk olduğu konusunda çoğunluğun aksine, kendini ikna etmişti. Kısa süre içinde köyünde, kendisine başvurulan bir hoca haline gelmişti. Eğitmenleri onun için; “sadece fırtına yaratmak değil, varolanı da dindirebilir” cümlesini kuruyordu. Karma kişilik olarak hiçbir zaman savurgan biri olmamıştı.. Ailesi Navori ilinde bir antikacı dükkanı işleterek kendi geçimlerini sağlıyordu. En değerli varlıkları da bu dükkandan aldığı bir çift yelpazeydi.
Noxus güçleri güney Ioania’yı işgal ettiğinde Karma’nın köyü, ilk düşenlerden olmuştu. Kuşatmadan sağ çıkan köylüler de Noxus güçlerince esir alınmıştı. Noxuslu kumandanın zaaflarından yararlanarak esir alınan köylüleri kurtarmayı başaran Karma, köylülerini daha güvenli olan kuzey topraklarına götürmüştü. Karma Placidium şehrinde bulunurken Ionia yaşlılar heyeti Noxus kuvvetlerine teslim olma kararı almıştı. Ancak bu kararın ömrü Irelia’nın sağlam savunmasına tanık olana kadar sürdü. Bu direnç Ionia’nın umutlarını yeşertmişti. Karma, bu ümidi öne sürerek yaşlılar heyetinin Noxus saldırısına karşı daha katı, dik başlı bir tutum sergilemesi için kullandı. Hiçbir zaman halkını yalnız bırakmamış, tüm zor koşulları
hatta savaşı bile beraber yaşamıştı. Kendi iç dünyasına indikçe, halkını kurtarmak için büyük bir güce sahip olduğunun farkına varmıştı. Yelpazelerini metal savaş araçlarına dönüştürdükten sonra, Janna tarafından bu yelpazelere özel efektler eklendi. Noxuslular onu “The Enlightened (Ermiş)” diye anıyorlardı. Bu şekilde çağırdıkları Karma, kısa süre içinde onlar için bir korku kaynağı olmaya yetmişti. League of Legends’a, Ioania’yı temsil etmek için katıldı..
“Yelpaze tekniği tam bir zerafet sanatı.. Ama asıl gücü önünde ona karşı duran düşmanlarının yüreklerinde” – Irelia ( The Will of Blades )

KARTHUS


Valoran kadar cok yaralının oldugu Valoran in sayisiz Rune savaslarinda, cok buyuk miktarlarda fiziksel buyu tukendi ve yok oldu. Medeniyetten uzak olan cogu yer tehlikeli ve riskli yerler olarak degisti.Howling Marsh bu yerlerden sadece biriydi, Karthus olarak bilinen bir lich kendini buralarin efendisi olarak atadi. Karthus un oyle buyucu oldugunu dusunun ki, yasadigi zamanlarda, varligini kokusmus sularda arayacak kadar aptal ve batakligin karanlik buyunusun etkisiyle kendini sonsuza dek donusturen. Karthus artik bataklikdaki hakimiyetini elindeki demir asasi(iskelete benzeyen) ile gosteriyordu. Ziyaretciler onun icin hosgelmezdi ve bundan (karthusdan) korkmayanlar, lich in korkunc gucu tarafindan genellikle kendilerini olu biri olarak bulmalariyla son bulurdu. Iskeletler ve zombiler Karthus un ebedi hizmetciler ordusunu buyutur. Gecelerin en karanliginda, Karthus batakliga yenilenlerin hikayelerini fisildar (sarki gibi soyler), gecmisdeki ve simdiki yenilenlerin sarkilarini.

KASSADiN


Dünyalar arasındaki boyutlar arasında bir yer var.Bazıları tarafından “Dış bölge” diğerleri tarafından da “Bilinmeyen” olarak bilinir.Ancak en çok “Boşluk” olarak söylenir.İsmine rağmen “Boşluk” boş bir yer değil,daha doğrusu insan aklının alamayacağı evlerde konuşulmayan şeyler,korkular var.Modern zamanlarda kaybolan bu bilinmezlik ,ahirete kadar uzanan ve geri dönüştürülmesi mümkün olmayan şeyler farkında olmadan keşfedildi.Kassadin böyle bir yaratık, bir adam “Boşuk”‘un gücü ile yüzleşen ve onun tarafından sonsuza kadar değiştirilen.Yasaklanmış bilgileri ararken ,o tamamen aradığı şeyi buldu. Onun bir parçası olduğu gün öldü, o biliyorki kapıları tırmalayarak içeri girmek ve dünya üzerine acı çektirmek için ziyaret etmeyi bekleyen şeylerden Valoranı mutlaka korumalı.Onlar bir adım uzaktalar ,Cho’gath ında kanıtladığı gibi nefret edilen görünüme sahip şeyler.
“Eğer Boşluk olarak bakarsan , onun arkasına bir şey koyamazsı..Eğer Kassadin’e bakarasan o muhtemelen zaten ordadır.”

KATARiNA

Noxus’un pek çok soylu kızı yozlaşmış yaşamlarının ayrıcalığıyla yaşar.Katarina değil.Noxus’un korkulan generali Du Couteau’nun kızı, kardeşleri elbiseler için vakit harcarken kız daima babasının bıçaklarına daha fazla ilgi gösterdi.Babası onun kana susamışlığını fırsat bilerek mutlulukla büyüttü.Katarina babasının komutasında en iyi savaşçılar tarafından eğitildi ve Katarina onlara Noxus’un en öldürücü suikastçisi olarak yardımcı oldu.Acımasız kadın dişlerini ilk kez İonian Savaşında gizli görevlerde gösterdi,fakat bu basit çarpışma onun hırsını doyumar konusunda yeterli değildi.Katarina sadece ölümcül olmayı istemiyordu ,O korkulan ve tapılan olmak istiyordu.Efsaneler Ligi ,Katarinayı çağırdı ve O hevesle yanıtladı.
“Noxus ‘un bıçak hanımı bir kara dula benzer – güzel fakat ölümcül.”

KAYLE

Çok uzak bir dünyada hala şiddetle devam eden çok eski bir savaş var,Kayle görkemli bir kahramandı,nerede olursa olsun şeytan ırkını yok etmeye kendini adamış ölümsüzlerin en güçlülerinden biri.Yüz yıldan beri yorulmaksızın insanları için dövüştü,zamanın kendisinden önce yaptığı alev alev yanan kılıcını kullanarak.Soyu tükenmiş ustalardan tek kalan tılsımlı zırhla O narin yüz hatlarını koruması için her yerini kapladı.Güzel , çarpıcı bir yaratık olan Kayle ,şimdi yüzünü göstermekten sakınır;savaşın onun üzerindeki korkunç bedeli olarak.
Adaletin dürüst bir taşıyıcısı bu yüzden oradakiler ona melek diyordu.Ancak bazıları da ona canavar veya katil diyordu.Kayle yorulmadan savaştı, savaşı insanlarının dizlerine kadar getiren düşmanlar için.Yani gelmesinin emredildiği güne kadar.Kayle savaşından koparıldığı için ilk başta çok öfkelendi, seçilme sebebinin ne olduğunu görene kadar.Şimdi onun Valorana getirdiği rolü , namus lekesindeki bu damgayı kurtarmak için hayatta kalmanın çok zor olduğu League Of Legendsa katıldı.O göz alıcı kanatlı bir figürdür.Kayle inanılmaz güzelliğini zırhının içinde saklar çünkü o adaletin genellikle çirkin bir şey olduğunu bilir.Bu yeni başlangıca rağmen,hala bir parça evinin hasretini çeker.
”League Of Legends’e adaletin hızlı kanatları geliyor ”

LE’BLANC

Her şehir kendi karanlık tarafına sahiptir hatta bir tanesinin ününün rengi sorgulanmaz bile. Noxus, adı çoktan saygı ve tiksinti karışımı bir duygula anılmasına rağmen bu basit gerçek bir istisna değildir. Petek şeklinde delik deşik inşa edilmiş dolambaçlı zindanların derinleri, kendi karanlığının altında kıvrılan sokaklarıyla bu kent kin ve benzeri duyguların sığınağı, gerçek başkentiydi.Küllerin altında, cadı toplulukları ve daha pek çok gizli topluluğun evleri olarak nitelendirdikleri bu yerde, Düzenbaz LeBlanc, Noxian tarihinin en acımasız zamanları kadar bilinmeyen bir tarihten kalan Black Rose’a başkanlık ediyordu. Merhametsiz ve görünüşte yaşlanmayan LeBlanc ile yandaşları Noxian Hükümeti’nin askerileşmesinden önce ki devirde siyasi işlerde bir dayanak noktasıydı. O günlerde, güçlü büyücülerin oluşturduğu bu topluluk bilinmeyen emellerini görüşmek için gizlice bir araya geldi.
Onların bu değiştirilemez güdüleri hep gizemli kalır ve de Noxus’ta asiller kral olurken yaygın olarak bilinen bir gerçek vardı ki o da Black Rose’un tahtın arkasındaki gerçek güç olduğuydu. Fakat cesaret isteyen bu yeni askeri oluşum İmparatorluk’ta kimlerin hüküm süreceğini belirlediğinde Black rose bir gecede kayıplara karışmış gibi göründü. Pek çoğu, basitçe, belki de onların zamanı geçti ve de yandaşları sosyal ve siyasal özgürlükleri için arayışlarını bir kenara bıraktı diye düşünüyordu. Ancak, LeBlanc Savaş Enstitüsü’nün kapılarında yeniden gün ışığına çıktığında nasıl olduysa bu gölge ve alev efendilerinin zamanlarını yeni bir küresel otorite bekleyerek geçirdikleri açıkça anlaşıldı: League of Legends.
“Görme gücünün ötesine yerleştirileni göremeyen insanlar için dünya çok farklıdır” – Düzenbaz LeBlanc

MALZAHAR

Nesiller önce,şimdi Malzahar diye biline adam Shrina Çölünün büyük şehirlerinden birinde yaşam sürdü.O bir kahindi ,kehanetin hediyesiyle doğan bir adam.
Ancak bir şey rüyalarında onu çağırmaya başladı – antik yazıtlarda Icathia diye bilinen doğuda gizli bir yere.Öyle bir yerin varlığına çok az inandı ama rüyaları onu gitmeye zorladı.Yolculuğu çok tehlikeli olmasına rağmen o niçin aradığını buldu;uzaylıların yıkıntılar halindeki antik, geometrik ve karanlık,korkunç, dev putlardan oluşan çürümekte olan harap şehri.O araştırırken, Voidbornun zaferinin gücü ve gururu ile doldu, ölümlülüğünü saçtı ve bir oldu bu zamansız doğal yerle.Malazaharın görüsü gelecekten bir gün canlandırıyor Voidbornun , Volaranda tekrar özgür olduğu ve bütün herkesin önünde korkudan titrediği.O ustalarının gücünü kullanmak için League of Legendsa katıldı.
”Boşluğun gücü yakın ve Malzaharın sözleri delilik getirmekte. ”

MASTER Yi

Master Yi, İona adasından gelen Wuju sanatının kadim koruyucusu gizemli bir savaşçıdır.Köyüne Wuju geldi ve onun akrabalarından birkaçı bu geleneği modern günümüze taşıdı.Bu Noxus orduları İonaya gelip bölgeyi tahrip edene kadar devam etti.Master Yi bensersiz bıçak uzmanlığıyla köyüne onur getirmek için korkak düşmanla savaşmaya gitti.Ancak onun yokluğunda,Noxus orduları bölgeyi kuşattı ve Singed olarak bilinen kimyagerin son buluşunu test etti. Köyüne yapılan şey ne ise Master Yi konuşmayacağına yemin etti.Ancak O,Efsaneler Ligine akrabalarının intikamını almak ve bütün Noxus yırtıcılığını sonlandırmak için bıçak uzmanlığını getirdi.
“Wuju sanatı Master Yi’nin içinde yaşar ve düşmanlarının kalbine saplar.”

MiSS FORTUNE


Runeterra’nın vahşi sularına göğüs germiş insanlara göre, birinin gemisini ve mürettebatını ele geçirmek en büyük başarıdır. Sarah Fortune, Bilgewater’da büyük saygı gören (bazıları efsanevi der) ganimet avcısı, bu başarıyı onaltıncı doğum gününden hemen sonra elde etmeyi bilmiş ve genç kızlığına belalarla başa çıkarak adım atmış biri olarak tanınmıştır. Ganimet elde edememek onun kadınsı cazibesine ve meşhur çifte tabancalarını (Shock ve Awe) kullanma yeteneğine bakıldığında ya çok zordu ya da çok tehlikeliydi. Başarısı ona yasal olarak kendi gemisini alma olanağı da sundu, tabiki küçük oynak bir pazarlıkla beraber. Ama olaylar her zaman Miss Fortune için olumlu yönde gelişmiyordu. Gençlik zamanında, tüccar gemileri Blue Flame Adası’nın kuzey sahillerindeki evinin ufkunda görünmeye başlamışlardı. Ticaret yolları korsanları getirdi ve o bölgede ikamet edenler kısa bi sürede kendilerini yağma çılgınlığı içinde buldular. Bir gün, genç Sarah eve döndüğünde silah sesleri ve çığlıklar duyuyordu. Ön kapıları zorla açılmıştı, içerde ise annesi yerde bir kan gölünün içinde yatıyordu. O anda kafasına ani bir darbe onu katledilmiş annesinin yanına düşürdü ve hatırlayabildiği tek şey ona saldıran kişinin kırmızı gözleri ve bandanayla kapatılmış yüzüydü. Miss Fortune korsanlara karşı aşırı bir güvensizlik içindeydi ve kendisini Bilgewater politikası konusunda ünlü Gangplank (onun cazibesine karşı koyabilen tek kaptan) ile atışırken buldu. Miss Fortune’un 2 amacı : tüm Bilgewater halkını birleştirerek onları güçlü ve bağımsız bir toplum haline getirmek ve annesini öldüren korsanı bulmak. Son olarak, para için yeteneklerini kullanmak ve bu amaçlarına ulaşmak uğruna şampiyon olarak Efsaneler Ligi’ne (League of Legends) katıldı.

MORDEKAiSER

Geçen kış gündönümü sırasında -yılın en uzun gecesinde- başka hiçbir şeye benzemeyen bir varlık Noxus’un unutulmuş sokak aralarından ortaya çıktı. 6 feet yüksekliğinde ve jilet gibi keskin bir zırhın içinde gizlenmiş bu varlık sadece Mordekaiser olarak bilinegeldi. Metal kabuğunun içinde gizlenmiş olan bu yaratığın doğası her zaman revaçta bir söylenti konusuydu. Çoğu onun taşlaşmış bir kalbe sahip bir ölümlü olduğunu ileri sürerken diğerleri onun undead’in(çeviremedim) karanlık bir türü olduğu konusunda ısrar ediyorlardı. Fakat onun sadece korkunç ve eşi benzeri görülmemiş bir şeyin habercisi olduğunu uyarısını fısıldayan bazıları da vardı. Halkın varsayım ve merakına rağmen, kimse onun alaşımlı zırhının altında yatan şeyi keşfedemedi. Bilinen tek şey, Mordekaiser’in habersiz bir şekilde Enstitü’ye geldiği ve kulak törpüleyen sesiyle duyan herkesin tüylerini diken diken ederek League of Legends’e katılmak istediğiydi.
Onun korkunç simasını gören çoğu kişi ondan uzak durur, şansları var ki onun dokunuşunun sinsi bir lanet taşıdığından habersizler(bu cümle biraz sakat gibi). Onun eline düşenler tedavisi mümkün olmayan hastalıkların kurbanı olurlar. Gerçekte, Mordekaiser bu hastalığa gizemli bir şekilde bağlı, sanki ondan besleniyormuş, soğuk havasını o oluşturuyormuş gibi. Şimdi o Noxus’un hastalıklı ve vebalıların bulunduğu kenar mahallelerinde kol geziyor. Fakat, onun akıllıca taktiklerinde, asil duruşunda ve verdiği emirlerde olan bir şey bazılarını Mordekaiser’in sadece basit bir piyade olmadığını düşünmeye itiyor. Bazıları onda bir generalin karakteristik özelliklerini görüyor. Pek çok kişi bu tedirgin edici olasılığı kabullenmiş olsa da, akıllarda kalan bir soru onları tedirgin ediyor: Eğer Mordekaiser gerçekten bir generalse, hangi kabustan çıkmış ordu onun emrinin altında?

MORGANA

Orada bir dünya var antik bir savaşın hala yaşandığı.Çoğu savaş gibi bu savaşta aileleri böldü.Bir taraf kendilerine melekler dedi düzen ve adalete sahip çıkmak için.Bu melekler onlara karışı savaşanların zorbalar olduğuna inanıyor,yaratıkların büyük görünümlerinden dolayı.Morgana meleklerin zülmünün farkına vardı ve ona karşı savaştı bu sebeple “düşmüş” diye damgalandı.Morgana masum değildi,karanlık savaşları düşman ordusuna karşı uygulama çabaları vardı -kardeşi Kayle uzun zaman önce onunla bir ailevi bağlantıyı inkar etmişti.Sonra onlar aniden Valorana çağrıldılar, ikisi birden belkide son kapışmaları için kilitlendiler.Morgana artık League of Legends için savaşıyor fakat onun tek bir hedefi var o da eve dönmeden önce kız kardeşini yok etmek.
”Bazı yerlerde Morgana düşmüş diye çağrılır, o apaçık zevk alıyor düşmanlarına durumunu tanımlarken”

NOCTURNE


Nocturne’den önce insanlar rüyaların uyurken zihinlerinde beliren hayal ürünü görüntüler olduğuna inanırdı.
Bu inanç Ligdeki insanları uyurken etkileyen olaylar başlayınca sarsıldı,bazıları uykudan korku içinde uyanıyor,bazıları uyuyamıyor bazılarıysa uyanamıyordu.
Doktorlar olaylara bir anlam veremiyordu,sonra Twisted Treeline daki nexusdan sahanın yapımcılarından biri fırladı,çığlık çığlığa bağırdı ve son nefesini verdi,hemen ardından Nocturne belirdi.
Nocturne bu dünyaya sevecen bir şekilde gelmedi,summoner(bu biz oluyoruz)lar onu yakalamanın yolunu bulana kadar ulaşabildiği herşeyi katletti.
Uzun çalışmaların sonucunda Lig yetkilileri Nocturne’ün insanlara sadece rüyalarında saldırabildiğini keşfetti,rüyalar aleminde summonerların büyüleri etkisiz kalıyordu.
Nocturne’ün kurbanlarının aileleri adaletin sağlanmasını ve Nocturne’ün öldürülmesini istediler ama Lig yetkilileri onu öldürmenin rüya dünyasına geri dönmesini sağlayacağını düşündüler ve büyüleriyle onu fiziksel dünyaya hapsettiler.
Suçlarının cezası olarak ona boyun eğdirip Lig maçlarında nefret ettiği insanlar için dövüşmek zorunda bıraktılar bu Nocturne’ün kabusuydu.
Bilginler onun rüyalar aleminden nasıl çıktığını tam olarak bilemiyorlar,yada geldiği yerde onun gibi başkalarının olup olmadığını,bir teoriye göre Nocturne birinin gerçekleşmiş kabusu olabilir,eğer öyleyse acaba bu kabusu gören kimdi?
‘Karanlık çöküyor…artık zifiri karanlık..ama onu hala görebiliyorum…

NUNU


Freljord kar ve buzla kaplı acımasız bir arazidir. Yolculuk, özelliklede kışın çok tehlikelidir. Tüm yaşamlarını burada geçirenler tarafından bu iddia edilir. Nunu diye bilinen çocuk bir trajediye tanık oldu. Bir gün o çocukken, dağların içine tuzak kurma yolculuğundan dönerken Nunu babasının sırtına binmişti. Beklenmedik bir kar fırtınası onları hazırlıksız yakaladı ve onları bir mağaraya sığınmaya zorladı. Fırtına sayısız yıllarca olanların en kötüsüydü ve bir gün boyunca sürdü. Nunu’nun babası yiyecek bulmak için ayrıldı fakat asla geri dönmedi.
Fırtına en sonunda dağıldı ve küçük çocuk dağ yamacında ölmek üzere yatıyordu. Şans eseri ki Nunu, yetilerin olduğu alandaydı, çok güçlü yaratıklar olmakla birlikte Nunu’nun babasına güvenli bir geçiş sağlamışlardı. Adı Willump olan genç erkek yeti çocuğu Nunuyu buldu ve evine götürdü. Bundan sonra Nunu yetiler tarafından yetiştirildi, gizemli Runeterran kültüründen kalanlardan bir tanesi. Çocuk çabucak görünüşte vahşi olan yaratıkların aslında çevreleriyle düzen içinde yaşayan derin ruhani varlıklar olduğunu keşfetti. Onlar topraklarına çok bağlılardı ve eğer görev çağırırsa kendilerini savunmaktan asla korkmazlardı. Yetiler Valoranın geri kalanını izlediler ve değişim rüzgarlarını fark ettiler. Efsaneler Ligi kurulduğunda, yetiler bir şampiyona ihtiyaçları olduğunu biliyorlardı. Kardeşi Willump’u süren Nunu şampiyon oldu. Ligi izleyen kimseler bilir çocuk kendi yaşının ötesinde bir olgunluktadır fakat insan olduğu süreçten çok onun zihni kendisini evlat edinen akrabaları gibidir.
“Eğer o şimdi böyleyse, Nunu büyüdüğü zaman ne olucağını hayal et.”

ORiANNA


Piltovian’da Corin Reveck adlı bir adamın canından çok sevdiği Orianna adında bir kızı vardı.
Dans konusunda çok yetenekli olan Orianna LoL ve şampiyonlarına hayrandı,bu hayranlık yüzünden bir şampiyon olmak için çalışmaya başladı.
Malesef bu çalışmaları onun trajik ölümüne yol açtı.
Orianna’nın ölümü babası Corin için bir yıkım oldu,onu derin bir depresyona ve saplantılı bir şekilde teknolojiyle uğraşmaya itti.
Kızının boşluğunu doldurmak için bir taklidini yapmaya karar verdi,kızının Lig’e katılma hayalini gerçekleştirebilecek bir taklit.
Corin otomatik bir ölüm makinesi icat edip ona kızının adını verdi ve ona evcil hayvanlık ve korumalık yapacak bir top yaptı.
Orianna topuyla birlikte Ligde dövüşmeye başladı,diğer şampiyonlara uyum sağlayıp onlarla sosyal ilişkiler kurmaya çalışmasına rağmen onun ilginç yapısını anlayan çok az kişi var.
Ne kadar isterse istesin asla bir insan gibi olamayacak,o sadece ruhsuz bir ölüm makinesi ama Corin’in gözünde biricik kızı.
‘Dans et benimle topum,unutmak için dans et…’

PANTHEON

Gargantuan Dağındaki bulutların üstünde insanların Stanpar diye bildiği cesur bir kabile ikamet eder hala sondan bir önceki sanat formu olan savaşa saygı gösterenler.Onlar Runeterranın Run Savaşlarını hatırlıyor ve uzun zamandır süregelen bu şiddeti sadece Efsaneler Liginin baskı altında tutacağını biliyor.Bu kabilenin her bir üyesi disiplinli ve hırçın bir savaşçı olmak için yetiştirilir. savaşta en az her birine karşılık 10 adet Noxian veya Demacian askerlerini tercih ederler(tam çeviremedim şöle bir şey en az 1e karşı 10 adet asker olmazsa karşısında dövüşmüyomuş bunlar).Stanpar Savaşçısı sadece çıplak elle öldürücü olma konusundaki savaş sanatlarıyla eğitilmez,kabilede ayrıca sert bir şekilde kullanılan kutsal silahlarda vardır.Bu hazineler nesilden nesle elden ele geçer ve Runeterranın gizemli doğasının pek çok çekirdeğiyle donatılırlar.Bu kutsanmış silahlar pek çok ölüm tehlikesi arasında var olmuştur ve Pantheon elinde onlarla Efsaneler Ligine geldiğinde kimse için sürpriz olmadı.Bu kaya suratlı savaşçı insanlarının kusursuzluk örneğiydi., Onun varlığı savaş sanatına ilahi bir iftihar katıyordu.Pantheon , Stanparın dahil edilmediği çağrılan şampiyonlardan oluşan Valoranın bir savaş organizasyonunu tekrar ettiğini gördü.Kabilesinin kutsanmışlığını alarak ve atalarının kutsal emanetlerini kuşanarak Efsaneler Ligine dünyaya gerçek dövüşçüyü göstermek için katıldı.O kiminle dövüştüğünü umursamaz,Lig şampiyonları arasında gösterişi ve prestiji de umursamaz O sadece savaşın hoşgörüsüz onuru için yaşar.Pantheon nefes aldığı sürece , diğer düşmanları yenme arzusu çeker.
”Ben daha fazla asker olmasını umuyordum” Pantheon ,gaddarca parçalanmış bir tabur Noxian ortasında dikilirken.

RAMMUS

Uzun süren Rune Savaşları’nın yıkıcı etkisinden, Great Barrier’in güneyindeki topraklar düzensiz sihir fırtınaları yüzünden tahrip olmuştur, doğanın kurallarını temelsiz bir biçimde bırakarak.Anormal bitki ve hayvan formlarına rağmen bu terkedilmiş yerlerde belkide hiçbir merak Rammus’un sebep olduğundan fazla değildir.Hiç kimse tamamen emin olamıyor, niçin bir Armadillo, Rammus Shurima Çölününden geçerek Belalı Ormanlardaki Kumugju Ormanına yolculuk yaptı.
Orada bükümlü ve ,iltihaplanmış,çürümüş sarmaşıklar arasında bir garipliğe rastladı – gözün görebileceği her yeri her daim taze sarmaşıkla kaplanmış bir labirent.O labirenti araştırırken , bir şey onu merkeze doğru zorladı- bir ışık ya da onun bir çeşidi.O daha yakına çekildikçe ışık arttı , onu kör etti ve bilinçsiz bir şekilde devirdi.
Uyandığında Rammusun dünyası tamamen değişmişti.Labirent ortadan kaybolmuştu ve o ilk defa gerçekten değişik hissetti meziyetsiz yaşamından farklı olarak.Şafak vakti olurken Rammus bu durumdan dolayı kısa bir panik yaşadı.O titrerken(endişeden,kaygıdan), etrafındaki toprak sarsılmaya başladı ,O kendini sabitleyene kadar artarak devam etti.Deprem azalırken, Rammus yerinden kalktı ve kendi gibi diğerlerini aramak için Belalı Ormanları terk etti.Onun aramaları boyunca Great Barrierin güneyindeki tüm toprakları geçti,fakat gittiği her yerde O eşsizdi.İkamet etmenin getirdiği güçlükten etkilenerek zırhlı kıyafet yaratarak Armordillo ünvanını aldı. (The hardships of this sojourn inspired him to craft the suit of armor that would earn him the title of Armordillo). Rammusun arayışı kafası karışmıştan çok hisli bir armodilllo olarak onu tek bir yere yaklaştırdı- Efsaneler Ligine.
“ben bir sürü şey gördüm fakat bu … bu ilkti.”Ezreal,Savurgan Kaşif, Rammusla ilk karşılaşmasından sonra.

RiVEN

Noxus’ta herhangi bir kişi ırk, cinsiyet ve sosyal statü fark etmeksiniz iktidar olabilir- güç her şeydir. Bu büyüklük için çabalayan Riven’a kusursuzca işlenmiş bir inançtı. Potansiyelini ilk olarak asker olarak gösterdi, hemen hemen onun boylarında ki uzun kılıçların ustası olmak için kendisini zorladı. Bir savaşçı olarak acımasız ve etkiliydi, fakat gerçek gücü onun inancında yatıyordu. Aklında hiç bir şüphe yer almaksızın savaşlara giriyordu: hiçbir etik duraklama olmadan, ölümden korkmaksızın. Riven Noxia’lı ruhuna sahip akranlarının içerisinde lider oldu. İstisnai durum onun hırsıydı, Yüksek Komuta onu siyah runik yazı taşı ile işlenen ve Noxian sihiri ile büyülenen kılıcıyla tanıyordu. Silah kite kalkanı ağırlığındaydı ve onun zevkine uygun olduğu kadar genişti. Daha sonra Noxia işgalinin bir parçası olarak Ionia’ya konuşlandırıldı.
Savaş başlar başlamaz imha oldu. Noxia askerleri korkunç Zaunite silah makinelerini ölüm alanına doğru takip ettiler. Bu Riven’in yaşadığı ünlü çarpışma değildi. O üst makamların emirlerini uyguladı, dövülmüş ve parçalanmış düşmanlardan arta kalanları olağanüstü zararla sonlandırdı. İşgal devam ederken, apaçık ortadaydı ki Ionia toplumu reform edilmeyecek, sadece yok edilecekti. Acı bir tecrübe sırasında, Riven’in birimleri Ionia güçleri tarafından kuşatıldı. Düşman yakınlarındayken destek istediler. Yardım yerine Singed tarafından fırlatılan dehşet verici biyokimyasal yaylım ateşi ile karşılaştılar. Riven birbirine benzer bir şekilde kurban giden etrafındaki tarifsiz dehşet verici bir kadere sahip Ionialılar’a ve Noxialılar’a baktı. Bombardımandan kaçmaya çalıştı, o anı silmek imkansızdı. Noxus tarafından ölü sayıldı, o yeniden başlamak için bir fırsat gördü. Kılıcını parçaladı – geçmiş ile bağlarını kesti – ve kendi kendini sürgüne dayalı tutarak gezindi. Şimdi günahlarının bağışlanmasını ve inandığı saf Noxia görüşü uğruna hizmet etmeyi istiyor.
“İblislerimizin pusuda olduğu savaş ve cinayet arasında bir yer var.”
– Şiir bölümünden alınmıştır “Scarlet Shon-Xan”

RUMBLE

Yordleler arasında bile, Rumble daima bücür biri oldu.Bu nedenle o eskiden zorba olmaya çalıştı. Hayatta kalmak için yaşıtlarına göre daha kavgacı ve daha becerekli olmak zorundaydı. Karşısına kim çıktıysa sebepsiz yere hemen öfke gösterdi ve günden güne ün elde etti. Bu onu yalnız bir adam yaptı fakat O aldırmadı. Tamirciliği sevdi, büyük şirketlerin küçük araçlarını tercih ediyordu ve genellikle hurdalıkları işe yarar şeyler bulmak için iyice araştırıyordu. Mekanikçi olarak büyük bir potansiyel gösterdi. Öğretmenleri ona Piltoverdeki Yordle Bilim Araştırma ve Geliştirme Üniversitesine kaydolmasını önerdi,belki de Heimerdingerin saygın adamlarından birisi olabilirdi, fakat Rumble gitmeyi reddetti. Heimerdinger ve arkadaşlarının ihanet ettiğine inanıyordu, üstün yordle teknolojisini insanlarla, kafasının okşanması dışında daha fazlası olmadan ticaretini yapıyordu, geriye yordlelerin şakalarla popolarının kaldırılması kalıyordu.
Yordle Akademisinden mezun olan bir grup insan, akıl hocalarının doğduğu ve yükseldiği yeri ziyaret etmek için Bandle Şehrine yelken açtı, Rumble insanlarla yüz yüze gelme yani konuşma günahına dayanamadı.O insanlara iyi görünmeye niyetlenmişti fakat dört saat ve birkaç seçilmiş kelimeden sonra, zedelenmiş ve yaralanmış olarak, Heimerdinger gibi alimler tarafından azarlanarak utandılırılmış bir şekilde eve döndü. Sonraki sabah Bandle Şehrinden hiç birşey söylemeden ayrıldı, ve aylarca gözükmedi.Döndüğü zaman bu aletin idaresindeydi, makineleştirilmiş canavar. Şaşkın bakışlar altında şehrin merkezine yürüdü ve Efsaneler Ligine katılacağını duyurdu, tüm dünyaya yabancı bayrakların arkasında gizlenmeden yordle teknolojisinin kapasitesini göstermek için.

RYZE

Geleneksel öğrenme okulları asla Ryzeye göre değildi.ona Runeterrenın saf ve ilkel sihir bağlantısını öğretmeye çalışanlardan daha çok hissetti.Genç bir adamken dünyayı dolaştı, en bilge keşişleri,cadıları ve şamanları arayarak.Öğrenebileceği bir şey kalmayınca Ryze kayıp,unutulmuş,yasaklanmış bilginleri aramaya başladı.Dikenli sihir diye bilinen büyü sanatının antik şekline öncülük etti.Bu sanat Ryzenin bedenine büyü dövmeleri yaptırmasını gerektiriyordu, o muazzam bu esrarengiz gücü kendine aşılama başladı.Onun yolculukları ayrıca arkasında yok edilemez devasa parşomenler taşımasını sağladı.Sadece Ryzenin bildiği bütünün yazılma amacı gizlidir.Ancak O, bu iğrenç şeyi dünyadan korumak gerektiğini iddia ediyor.Bugün Ryze, sihirli yaratıkları incelemek ve güçlü ,iradeli işçilerle burada dövüşmek ,Runeterranın gizemli seyahatini tamamlamak için League of Legendsa katıldı.
“Hiç şüphe yok.Ryze artık büyücü değil, o büyünün bir varlığı”

SKARNER


Eskiden insanlar büyüyle şehirler var edip yok ederken toprak canlılarından yardım istedi, en hırçınları olan akrepleri yer altına çağırıp büyülü kristalleriyle birleştirdi ve Brackern adıyla tanınacak canlıları doğurdu.
Bu canlılar ergenlik dönemleri bitince arachia adında bir kalp-kristal bulmak için görevlere çıkıyorlardı. Skarner yıllarca aradı, en sonunda ölecekken gelmiş geçmiş en büyük arachiayı buldu.
Yüzyıllar boyunca her gün kalbiyle konuştu engin bilgiler öğrendi ve kardeşleriyle paylaştı. Sonra bir gün vadi doğal olmayan bir enerjiyle sarsıldı, dalga şeklinde gelen bu enerji zayıf arachiaları çatlattı. Kalpleri kırılan yaratıklar bağırmaya ve acı içinde can çekişmeye başladı.
Dalgalar şiddetlenerek arttıyordu ve her biriyle biraz daha fazlası ölüyordu. Brachern’ler topraktan yardım istediler, toprak da kendisine çağırdı ve onları koruyacağına söz verdi.
Brackern’ler de yer altına çekilip uykuya yattı. Skarner şimdi uyandı ama kardeşlerinin ne zaman uyanacağını, veya hiç kalıp kalmadığını, bilmiyordu.
League’e de türü unutulmasın, hikayesi bilinsin diye katıldı.

SHACO


Ölümün komik olmadığını söylerler. Öyle değildir,Shaco değilsen. O, Valoran’ın ilk tam anlamıyla cinayet mizahı. Birileri ölene kadar şakalar yapar ve sonunda güler. Bu bilmece Demon Jester adıyla bilinmeye başladı. Hayatta olan hiçkimse hala onun nereden geleceğini bilmez. Bazı söylentiler var ama hiçkimse Shaco’nun gelip şaka yapmaması için bunları yüksek sesle konuşmaz. Bazıları onun öldürmek için tutulan bir süikastçi olduğunu söylüyor, ihtiyaç olunana kadar başıboş dolaşan. Diğerleri ise onun sadece çok zeki olduğunu düşünüyor, otoriteleri her seferinde atlatan. Bazıları ise hala onun insanlığın karanlık yüzü olduğunu düşünüyor, bu yüzden o durdurulamaz.
“Ne yaparsan yap, asla ona espiriyi kaçırdığını söyleme.”

SHYVANA

Runeterra’da eşsiz anatomileri sayesinde kuvvetli büyü enerjisini kontrol ederek tarifi zor Celestial Dragon dönüşümü gerçekleştiren bir kaç ejderha vardı. Bu güçlü ve esrarengiz yaratıklar zamanlarının çoğunu o topraklarda yaşayanlardan gizlenmekle geçirirlerdi. Ancak, birkaçı insanlığın dünyasına çekilmişti ve insan kılığına girerek insanların dünyasında yaşamayı anlamak istiyorlardı. Bazen, birisi kendisini insan ruhuna çekilmiş buluyordu ve onlarla bazı ilişkilere sahipti. Bir gün, en ince oranlarda, bu birlik meyvelerini verecek ve bu durum yarı ejderharlardan biri olarak Runeterra’yı şereflendirecekti. Shyvana böyle bir yaratıktı, sıradan Demacia’lı bir çiftlik kızı olan anneye ve Celestial Dragon’lardan bir babaya sahipti. Annesi tarafından yetiştirilmeye bırakılmıştı, onun tuhaflıkları toplumdan gizlenemeyecek durumdaydı, yine de ailesi tarafından korunuyordu. Ailesi bir felaket sırasında hayatını kaybedince, ilk defa ve gerçek anlamda yalnız kaldı. Shyvana kısa sürede yabancılaşmaya başladı ve bu yabancılaşma toplumun korkusu onu tehlikeye sokmadan önce kısa sürede gerçekleşti. Öfkeli bir kalabalığın yaptıkları karşısında ölüm ile burun buruna geldi, seyahat eden asil Jarvan Lightshield tarafından kurtarıldı. Asil adam garip bir şekilde onun aslında ne olduğunu biliyordu ve onu kanatlarının altına aldı. Çok geçmeden Demacia’ya hizmet etmek adına doğal güçlerini kullanmasına fırsat tanındı. Jarvan onu seçkin bir muhafız olarak yanına aldı. League of Legends yolculuğunda Jarvan’ı da takip etmesi doğaldı.
En güçlü sihirsel yırtıcı hayvanın kanını damarlarında taşıyan Shyvana çetin bir savaşçıdır. Diğerlerinin aksine, o bastırılmış kasvetli bir kişiliğe sahiptir, soğukkanlı ve aklı başındadır. Ancak, öyle bir an gelir ki acımasız mirası kendini gösterir ve gözlerine bakıldığında kaçmayacak sadece bir kaç kişi vardır.
“Babamın kanıyla, sonunuzu getireceğim!” – Shyvana, the Half-Dragon

SHEN


İonian Adasının dengesini düzenlemeye kendisini adamış eski emirler var.Düzen,kaos,aydınlık,karanlık-her şey bu evrenin bir tarzıdır ve mükemmel bir uyum içinde olmalıdır.Bu emirler Kinkou diye bilinir ve O, gölge savaşçılarından üç kişilik bir ekibi uygun bulmuştur.Shen, kutsal “Yıldızları Seyretmek” görevi verilen bu gölge savaşçılarından biridir
Nesilleriyle donatılmış Kinkou saflarında bir klan tarihi…
Shen Alacakaranlık Gözü olmak için tüm hayatı boyunca eğitim gördü.
ve bunun sonucunda düzen için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmak zorundaydı.
Son olarak pozisyonda yükselmek için Takanu’ya katıldı.
Kararını test etmek için, gözlerinin önünde babasına işkence edildiği bir tören düzenlendi.
Herhangi bir reaksiyon olursa olsun hemen diskalifiye edilecekti.
Ama o ne gözlerini kırpıştırdı nede gözlerini başka bir yana çevirdi.
Alacakaranlık Gözü olarak Shen, duygularından dengeyi çıkararak, sıradan erkeklerin dilerse boyun eğeceği kararlar almak zorundadır.
O şimdi Valoran dengesini korumak için Akali ve Kennen ile çalışmaktadır.
Bu kutsal takip şaşırtıcı olmayan bir biçimde Adaletin Sahasına kadar üçlüye eşlik etmiştir.
“Alacakaranlık Gözü umutsuzluğu değil mağduru görür, denge ise sadece zarafeti.”

SiNGED

Zaunun kimyacıları tarafından eğitilen Singed olarak bilinen adam Warwickin çırağıydı,Noxus ordularında paralı çalışandı.Efendisi kitle imha ve yıkım aletleri icat etti, adamın ciğerini küle çeviren ,seçilenleri zehirleyen ve daha fazlasını yapan.Her zaman Singed ölüm ve yıkıma güldü,zevk aldı.Sonra gün geldi ve onun ustası lanetlendi, sonsuza kadar bir kurtadama dönüştü.Singed efendisinin bıraktığı yerden devam etti,İona halkına acı çektirerek dünyada yeni bir iz bıraktı(Master Yi nin halkı).Bu gün,Singed hemen hemen bir adam,kendi yarattığı kötücül kimyasallarla yaşayan.Eğer orada insanlık hakkında bi adam olsaydı
,eti çoktan yanıp kül omuştur.
”Çırak kesinlikle ustasını geride bıraktı”

SiON


Demacia ile Noxus arasındaki savaş , bu şehirlerin kuruluşuna kadar uzanır.Bu savaş sonucu oluşan varlık , katil Noxian savaşçı Sion’dır.Sion bir insan dövme makinesi gibi kullanılıp , etrafa dehşet saçmıştır.O düşmanlarını , merhametsizce “chopper” adını verdiği baltasıyla katliam etmiştir.Onun dikkatsizce , gözü dönmüş bir şekilde hareket etmesi , onun yaşamını kaybetmesine neden olmuştur.Demacian birlikleri tarafından yakalanan Sion , onlar tarafından idam edilmiştir.Demacian bununla birlikte artık Sion’ı ve kana susamışlığını durdurduğunu düşünmüştür.Ama aslında ölüm , onun için bir başlangıçtır.Ünlü Noxian suikastçi Katarina , onu tekrar Noxus’a hizmet etmek için onu kalan parçalarından yeniden bir bütün haline getirmiştir.
“Birçok kişi ölümü son olarak görür; Sion için , ölüm sadece bir başlangıçtı.”

SONA

Sona, gerçek ebeveynlerine dair hiçbir şey hatırlamıyor.
Henüz bir bebekken Ionian Kimsesizler Yurdu’nun kapisinda, kökeni ve nerden geldigi bilinmeyen çok eski bir enstrüman üzerinde sarılmış olarak bulundu. Alışılmadık bir şekilde iyi huylu, her zaman sessiz sakin ve olumluydu.
Bakıcıları Sona’nın kısa zamanda bir ev bulacağından emindi ancak çok geçmeden nadiren gülümsemesinin nedeninin konuşamaması yada herhangi bir ses çıkaramamasından kaynaklandığı farkedildi. Sona, gençlik yıllarına kadar kimsesizler yurdunda kaldı, evlat edinmek için gelen aileler umutsuz sessizliğini izleyerek onun yanından geçip gittiler. Bu süre zarfında, bakıcıları ona destek sağlamak için sıradışı enstrümanını istekli koleksiyonculara sattı. Ancak bilinmeyen ve beklenmeyen bir şekilde, nasıl olduysa enstrüman geri döndü yada sadece yurdun hemen önünde yeniden belirdi.
Lestara Buvelle adında, Demacian’lı varlıklı bir kadın enstrümanı öğrendiğinde hemen Ionia Yurduna geldi. Bakıcılar ona enstrümanı göstermek istediğinde hiç bir şey söylemeden yerinden kalktı ve evi dolaştı, Sona’nin odasının hemen dışında durdu. Tereddüt etmeksizin. Lestara Sona’yı evlat edindi ve enstrüman için yüklü bir miktarda bağış bıraktı. Sona, Lestara’nin rehberliğinde onun “etwahl” adını verdiği bu enstrüman ile arasinda derin bir bağ olduğunu keşfetti. Onun ellerinde enstrümanın tonları şekil alıyor ve etrafındaki insanların kalplerini titretiyordu. Aylar içerisinde, gizemli “etwahl” ile izleyici biletleri yok satan büyük bir sanatçı olmuştu. Tek bir yazılı nota olmaksızın zahmetsizce onu dinleyenlerin duygularını kontrol edebiliyor, en hassas duygularına dokunabiliyordu. Gizlice, “etwahl”ı güçlü ve de ölümcül bir silah olarak kullanabileceğini keşfetti, titreşimlerini kullanarak uzaktaki nesneleri parçalayabiliyordu. Sona özellikle bu alanda kusursuzlaştı. Hazır olduğunda resitalini sunabileceği ve ona uygun olan tek yere gitti : League of Legends
“Onun melodisi ruhunuzu harekete geçirir, sessizliği bedeninizi parçalar.” -Jericho Swain ( Konserini dinledikten sonra )

SORAKA


Soraka, İona’nın yıldızçocuğu ,türünün ilk örneği.Valorana zengin büyülü enerjilerinin aktığı yere,evrenin büyü musluğunu açan ilk kişi oldu.Kendi türdeşlerinin ötesinde evrimleşerek , Gökyüzünün ötesine ulaşan Soraka yıldızların gücünü çağırmak konusunda yetenekliydi.Bu,onun en temel duygularını bırakana kadar devam etti.Warwick , ,Sorakanın halkına tarifsiz acılar ve ölümler yaşatan , Noxus hizmetinde çalışan paralı bir kimyagerdi.Durdurulamaz öfke ve kin Sorakanın içini doldurdu ve adamın bir canavar olması için beddua etti.Soraka bu yanlış adım için gücünün çoğunu kaybetti,bir anda evrim basamaklarından kaydı.Buna rağmen hala İonian halkının şampiyonu,lanetini tersine çevirebilme ve yıldızların gözünde bağışlanma umuduyla League of Legendsa katıldı.

SWAiN


Swain’in varlığına ilişkin ilk bulgular Noxianlı bir askeri doktorun notlarından gelmekte. Onlara göre, Swain ağlamadan veya şikayet etmeden koğuşta topallıyordu; sağ bacağının yarısı kopmuştu ve derisinden bir kemik fırlamıştı. Bir küçük sert bakışlı kuş onun omzuna yapışmış görünüyordu. Doktor korku içinde genç delikanlının soğukkanlılıkla yaşı ve sağlığıyla ilgili sorulara verdiği cevaplara aptalca bakakaldı. Kırılma olayından sonra kum incik kemiğinin dengesi için kullanıldı, Swain ayarlama sırasında gözünü dikti ve asla titremedi , fibulasına doğru seğirme de yapmadı. O bacağının ameliyat edilemez hasarına karşın doktorların sihirle tedavisini reddetti, sadece ayaklarını sürümek için değnek istedi. Sonraki ortaya çıkışı Noxian askeri dökümanlarındadır fakat bu kanıtlar tamamlanmamıştır. Normalde sakatlanan çocuk Noxionun gururlu lejyonundan utanç içinde döner fakat kayıtlar onun ilk rütbeli subay olarak atanacağını gösteriyordu.
Onun altında hizmet eden (ve hayatta kalan) adamlar onun görevine olan sarsılmaz sadakat ve inancı devam ettirdi. O doğrudan Yüksek Kumandanın hiyerarşisine sıçradı, sık sık üstlerinin rütbesinin indirilip kendi birliğine katılması yönünde olan istekleri artıyordu. Bir dahi stratejist , Swain kavga ettiği her savaştan sonra madalya aldı, düzenli olarak çatışmanın ön cephelerinde topallayarak derin düşüncelere dalıyordu. Onun güçleri sürekli olarak yükselişe geçmiş görünüyordu aniden İonion işgali sırasında inaktif duruma düşürülene kadar- bu şaşırtıcı karar bürokratik bozulamanın kötü kokular yaymasındandır.
Beklenmeyen olaylardan dolayı Swain altüst oldu, asla saklamadı. Onun yüzü çok acımasızdı , tamamen insanlık dışılığını gizleyen bir maske olduğu dedikodusu aniden ortaya çıktı.Daha fazla tartışmayla kuşatıldığında adını sadece onun fısıldadığı kuş onun sol omzunu asla terketmedi. Demecia Ligdeki etkinliğini arttırdığı zaman Swain hemen aktif görevine geri döndürüldü.
”If you haven’t yet lost the ability to ask, you may not yet ask for relief.”
“Eger arzu etme yetenegini henuz kaybetmediysen, ozgurlugu yeterince arzulamiyorsundur.”

TALON


Aile, içtenlik ya da herhangi bir kibarlık hatırlamıyor. Bunların yerine, çalıntı paranın sesini ve sırtını yasladığı duvarın güvencesi onun yakınlık duyduğu tek istekti. Yalnızca pratik zekası ve marifetli hırsızlıklarıyla hayatta kaldı. Talon, Noxus’un gözden uzak yerlerinde belalı bir hayat mücadelesi verdi. Kılıçlar üzerindeki ustalığı onun hızlı bir şekilde tehdit olarak mimlenmesine sebep oldu, ve Noxia loncaları ona bir taleple beraber birçok suikastçı yolladı: Saflarında yer alacaktı ya da ölecekti. Talon, onu takip edenlerin cesedini Noxus’un çukurlarına bırakarak cevap verdi.
Bir saldırgan Talon’la kılıç kılıca bir güç gösterinsinde karşılaşana kadar suikast girişimleri tehlikeli derecede artıyordu. Saldırgan kendini General Du Couteau olarak tanıtırken, Talon sürpriz bir şekilde silahsızdı ve bu adamın kılıcı karşısında çaresizdi. General ona kendi ellerinden bir ölümle, Noxia Yüksek Komutanlığında bir ajan olarak yaşama seçeneğini sundu. Talon, yalnızca Du Couteau’nun emrinde olmak üzere (sadece kendisinin alt edemediği birinden emir almaya başlayarak) yaşamayı seçti.Talon gölgelerde yaşamaya devam etti, Du Couteau’nun emirleriyle çıktığı gizli görevlerde , Freljordun donmuş diyarlarından, Bandle şehrinin en içlerine kadar gitti. General ortadan kaybolduğunda, Talon özgürlüğünü tekrar kazanmayı iyice düşündü, fakat General’e hizmetlerinden sonra kazandığı engin saygıdan dolayı, General’in nerelerde olduğunu bulmak konusunda takıntılı biri oldu. Talon’un şüpheleri onu Savaş Enstütüsü’nün kapılarına kadar getirdi, ve burada LoL’e katılarak General’in ortadan kayboluşunun sorumlularını aramayı amaç edindi.
Valorandaki en ölümcül üç kılıç ustası Du Couteau hanesine bağlıdır; babam, ben, ve Talon. Cesaretiniz varsa , bize meydan okuyun. – Katarina Du Couteau

TRUNDLE

Troller Valoranın başlangıcından beri asla hoş olarak adledilmediler . Genel olarak konuşulan onların barbar, yamyam ve sinsi varlık olduklarıdır. Onlar karanlık dünyanın girintilerinde gizlenmiş zeki yaratıklardır. Kötü doğalarına rağmen , Ruhgosk asla onlara denk gelen tüyler ürpertici kaderi hak etmedi. Nesiller önce, Hakolin Kemik Ustası diye bilinen Necromencer, Ruhgosk kabilesini köleleştirmek için çalıştı. Bu troller oldukça kibardırlar diğer edepsiz kardeşlerine göre buna rağmen insan standartlarında hala kabadırlar. Ruhgosk , Necromencer ‘a karşı diş ve pençelerle savaştı , en sonunda onu topraklarından sürdüler. Ayrılık hediyesi olarak Hakolin bu kabilenin her bir üyesi olan trolleri cüzzam hastalığıyla sonsuza kadar lanetledi. Cüzzamı trollerin etini çürütmekten hiç bir şey uzak tutamazdı yenilenmek trollerin doğal yeteneklerinden değildi. Sonsuza kadar iğrenç çürümeye durumuna yakalanan Ruhgosk umutsuzca bir çare arayarak , lanete dayandı.Onlar bir tane bile bulamadı.
Bir bilge Ruhgosk şamanı şunu öğrendi ; o , tüm kabilenin lanetini kendisi üzerinde taşımak şartıyla felaketi sihirle tek bir trole bağlayabilirdi. Ancak böyle bir troll yoku…Trundlenin doğuşuna kadar. Onun derinlerdeki kendini yenileme yeteneği sanki felaketi hiç taşımıyormuş gibiydi. Trundle büyüdükçe kendisine verilen armağını ve halkı için ne yapması gerektiğini anladı. Yaşına geldiğinde o laneti ızdırap veren, yakıcı bir vaftizle kabilesinden aldı. Şamanın ayini sırasında Trundle, sonsuz bir döngü içersinde eti sürekli deri değiştiren dehşet verici bir yaratık oldu. O , Efsaneler Ligine bu iğrenç laneti tamamen ortadan kaldıracak birisini bulma umuduyla kaydoldu.

League Of Legends Hero ozengen.com

Serkan Çataltaş

1987 Yılında Malatya'da doğdu. Netaş'ta çalışmalarına devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir